• Üye Girişi
  • Genç Pesiad
Pesiad
Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Toplantısı

Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Toplantısı

    • Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Toplantısı-0
    • Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Toplantısı-1
    • Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Toplantısı-2
    • Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Toplantısı-3

    Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Toplantısı

    Akil İnsanlar Marmara Bölgesi Komisyonu Toplantısı Pendiklilerin katılımıyla Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.Ölmeye ve öldürmeye Geldik şeklinde slogan atan konuşmayı engelleyip kürsüyü işgal eden bir gurubun eylemi sonrasında toplantıya kısa bir süre ara verildi.

    Bu zihniyet Ölmek ve Öldürmek Arasında Tercih Yapmamızı İstiyor
    Basına açıklamalarda bulunan Akil İnsanlar Heyetinden Yücel Sayman,Eğer barış olmasa ne olacağının açık bir göstergesidir bu.Eğer bu siyasi görüş iktidar olursa halkın konuşturulmayacağı ölmek ve öldürmek arasında tercih yaptırılmak zorunda kalınacağını gösteren anlayışın tipik bir örneğidir.Dedi.
    Eylemlerin ardından devam eden toplantının açılış konuşmasını PESİAD Başkanı Ahmet Cin yaptı.Cin,protesto demokratik bir haktır.Ancak,konuşma ve dinleme hakkının engellenmesi ve toplumumuzun ortak değerleri üzerinden hakaretler edilmesi bir hak gaspıydı.Gönlümüz o arkadaşların slogan yerine fikirleriyle bu salonda yer almalarıydı.Dedi.
    Akil İnsanlar Marmara Grubu Heyeti Başkanı Deniz Ülke Arıboğan devam eden süreç hakkında görüşlerini paylaştı.
    Arıboğan, Bizler toplumla dertleşmeye çalışan farklı siyaset geçmişine sahip olan insanlarız. Bu toplantılar ülkemizde ilk defa uygulanan demokratik bir uygulama.Önümüzde Anayasa tartışmaları gündeme geldiğinde burada yer alan insanlar farklı taraflarda yer alacaklardır. Arıboğan,heyetin homojen bir yapıda olmadığının altını çizdi.
    Türkiye Yüce Bir Ruhtur
    Arıboğan Türkiye sadece bir coğrafyadan bir kavramdan bir kanunlar bütününden ibaret değil.Türkiye bir Ruhtur.Bu kavramların çok ötesinde bir şeydir.Türkiye bir fikirdir.Atalarımızdan devraldığımız ve çocuklarımıza devredeceğimiz çok büyük bir fikirdir.Dedi.
    Arıboğan, Bu fikrin içerisinde kardeşlik ,uzlaşma ve istişare kültürü var.30 yıldır içerisinde bulunduğumuz atmosfer ciddi anlamda savaş kültürünü içerisinde barındırıyor.Bu kültür,çatışmayı kanıksatan,insan ölümlerini istatistiki malzeme haline getiren,gündelik diyaloglardan tvlerdeki futbol programlarına kadar yansıyan bir şey.Böylelikle herkes birbirinden nefret etmeye başlıyor.Dedi.
    PKK’yı var eden belli şartlar olduğunun altını çizen Arıboğan,80 ihtilalinin arkasından yapılan insan hakları ihlalleri vardı.Ancak İçinde bulunduğumuz süreçte ülkemiz Avrupa Birliği Normlarını yakaladı.Bu yüzden dağda kalmalarını gerektirecek bir sebepte kalmadı.Bu sebeple örgütün meşruiyet zemini ortadan kalkmıştır,Dedi.Arıboğan ,Türkiye ne veriyor diye soruluyor.Türkiye’nin bir şey vermesine gerek yok.Türkiye’nin ne kadar güçlendiğini görürsek,böylelikle örgütünde ne kadar zorlandığını görmüş olursunuz.Dedi.
    Türkiye Sınırında Büyük Bir Savaş Yaklaşıyor
    Irakta durumun çok karışık olduğunu belirten Arıboğan, Türkiye sınırına büyük bir savaşın yaklaştığını söyledi. Irak Kürdistan bölgesi, Irak Merkezi Hükümeti tarafından yoğun bir baskı altında. Arıboğan, geçtiğimiz günlerde Maliki iki Kürt bakanı görevden alarak Hükümeti tamamen Şiileştirdi. Bu olaylar devam ederken Kerkük’teki en son olaylarda 200 kişi hayatını kaybetti. Araplarla Şii Araplar arasında ayrıca sıkıntılar devam ediyor. Bu yüzden Barzani Türkiye’den güvenlik almaya çalışıyor, Dedi.
    Arıboğan, PKK, ABD askeri gücü Iraktan çekildiğinden bugüne, her türlü askeri ve lojistik imkândan mahrum durumda. Avrupa Ekonomik krizle boğuştuğundan bu yana her türlü finansman desteğinden de mahrum durumdalar.
    PKK,Batının Gözünde İran ve Suriye’nin Kullandığı Bir Örgüt
    PKK yı kuran kadronun Amerika’ya yakın olduğunu belirten Arıboğan, örgüt bugün ne askeri ne ekonomik destek bulamıyor aynı zamanda Barzani duruşu itibariyle de eskisi gibi rahat hareket edemiyorlar. Bu yüzden İran ve Suriye’ye yanaştılar. Batının gözünde İnsan haklarını savunan bir örgüt gibi algılanırken bugün, İran ve Suriye’nin kullandığı bir enstrümana dönüştü. Dedi.
    Enerji de Rusya Ve İran’a Bağlı Türkiye İçin Alternatif Yanı başımızda
    PKK sorunu ortadan kalktığında Kürt coğrafyasıyla hiçbir sorunun kalmayacağını belirten Arıboğan,
    Türkiye enerji konusunda İran ve Rusya’ya bağlı iken bütün enerjisini Irak Kürdistan’ından karşılamaya başlayacak. Dedi. Arıboğan, En ufacık bir sorunda vananın kapatılması tehdidi ortaya atılırken alternatif enerji kanalları arıyoruz. Alternatif yanı başımızda, Dedi.
    Türkiye’nin enerji ihtiyacının her şeyin önünde olduğunu belirten Arıboğan, Enerjiyi ödediğimiz parayı bütçeden ayırırsak Türkiye’nin cari açığı yok 3 milyar dolar fazlası var, Dedi. Bu sebeple enerjinin ülkemiz için hayati öneme sahip olduğunu belirten Arıboğan, Kürtlerin acil güvenlik ihtiyaçları var. O bölgeye İran ordusu da girebilir Irak Ordusu da. Dedi.
    Türkiye 10 Yıl İçerisinde Dünyanın En Büyük 12.Ekonomisi Olacak
    Arıboğan, Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının raporlarına baktığımızda Türkiye’nin 10 yıl içerisinde dünyanın en büyük 12.büyük ekonomisi olacağı öngörülüyor. Türkiye, Dünyanın en istikrarlı toprakları haline gelecek. Bu sebepledir ki Türkiye, Karadeniz ve Ortadoğu havzalarına barış ve ekonomik istikrar getirebilecek yegâne güce sahip bir ülke. Bu yüzden PKK’nın silah bırakıp lağv edilme sürecini ve siyaseten her türlü talebin dillendirileceği bir sürecin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Dedi.
    Raporları Mecliste Grubu Bulunan ve Bulunmayan Tüm Partilere Ulaştıracağız
    Arıboğan, sizlerin görüşleri çok değerli. Her şeyi rapor etmeye çalışacağız. Ve bu raporu sadece hükümete değil, Mecliste gurubu bulunan ve bulunmayan tüm partilere ulaştıracağız.Dedi.Akil Adamlar Heyetinden Levent Bozkurt, bizler her ortam ve şartlar altında konuşmak istiyoruz. Gittiğimiz yerlerde çok büyük bir çoğunluk bizleri dinlemeye geliyor. Küçük bir azınlığında zaman zaman aşırılaşan tutumlar içerisinde girdiklerini görüyoruz. Keşke o arkadaşlarda konuşarak fikirlerini ortaya koysalar. Dedi.
    Geçmişte Tabu Olarak Kabul Ettiğimiz Bir Çok Yasak Bugün Hiçbir Anlam İfade Etmiyor
    Bozkurt, Türkiye içerisinde bulunduğu ortam itibariyle konuşmaya, normalleşmeye ve demokratikleşmeye doğru gitmek durumundadır.80 ler ve 90 larda ülkemizde birçok yasak tabu olarak nitelendirildi ve savunuldu. Çok sonraları bu yasakları savunmanın hiç bir anlamı olmadığını öğrendik. Dedi.
    Bozkurt, ceza kanununda fikir ve ifade hürriyetini belirten 141-142 ve 163.maddelerle şeriat, komünizm ve sosyalizm propagandası yapmak yasaktı. Bu maddeler kaldırılırken öldük bittik parçalandık denildi ancak bugünden o günlere baktığımızda ne kadar da gereksiz tartışmalar olduğunu ve ülkemizin zihin yapısında da demokratik bir gelişim olduğunu görüyoruz. Dedi.

    Başörtülü Öğrenciler Okula Alınırsa Türkiye Bölünür Dediler
    Bozkurt, Başörtüsü yasağı vardı ve başörtülü öğrenciler üniversiteye alınırlarsa Türkiye bölünür parçalanır denilirdi. Şu an da üniversiteler umarım sayıları daha da artar. Demokratikleşmenin önündeki bu korkularda ortadan kalkmış olur. Dedi.
    Harcanan Parayla 152 tane Boğaz Köprüsü Yapılabiliyor
    30 yıldır Türkiye’nin en önemli gündemini işgal eden bu problemin ekonomimizden 300 Milyar Doları alıp götürdüğü söyleniyor. Bu parayla 152 tane boğaz köprüsü yapılacağı söyleniyor.
    Güvenlik ve Şiddet Konuları Üzerinden Demokratikleşmemizi Yavaşlattık
    Bu paranın silah alımına emniyet ve güvenlik harcamaları için emperyalist ülkelerin kasalarına aktığını belirten Bozkurt, aynı zamanda büründüğümüz zihniyet yapısı itibariyle demokratikleşmemiz ve normalleşmemizi yavaşlattık. Güvenlik ve şiddet konuları önümüze servis edilerek demokratikleşme sürecimiz ötelendi. Sonuç olarak heba olan on yıllarımız oldu.40 bin civarında insan hayatını kaybetti, bu mesele üzerinden nemalanan gurupların sayısı artarak tüm ülkenin yozlaşma süreci açılmış oldu. İşte tüm bu sorunlardan kurtulmak için ne yapmaya çalışmalıyız sorularını daha yeni yeni sormaya başladık. Dedi.
    Bozkurt, Dünyada 90’lı yıllardan bu yana yüzün üzerinde benzeri çatışma gerçekleşti. Bu çatışmaların engellenmesi adına dünyada da yapılan şeyler aşağı yukarı aynı.En önemli kısmı silahsızlanma ve sosyal entegrasyonla ülkede açılmış olan yaraların kapatılması yönünde politikalar izlenmesi.Bizim ülkemizde ise diğer ülkelerle karşılaştırıldığında sürecin oldukça şeffaf olarak devam ettiğini görüyoruz.Dedi.

    Bizler Sizleri İkna Etmek İçin Burada Değiliz
    Akil İnsanlar oluşumu da esasında bu şeffaf sürecin bir göstergesi. Bizler sizleri ikna etmek için burada değiliz. Asıl işlevimiz toplumun tüm renkleriyle görüş alışverişi sağlamak ve beraber konuşma ortamı oluşturmak ve oluşturacağımız rapora bir temel oluştursun istiyoruz.
    Ölüm Üzerine Kurulu Bir Siyasi Anlayışın İnsana Verebileceği Bir Şey Yok
    Akil Adamlar Heyetinden Yücel Sayman,Öyle zor yıllar yaşadık ki,bu nedenle kızgınız ve öfkeliyiz.Gideceğimiz iki yol var.Bu kızgınlık ve öfkemizi dostluk ve sohbete yönlendireceğiz ya da kızgınlıklarını ölüme yönlendiren bugünkü grup gibi olabiliriz.Bağırdıkları şeyleri dinlemedik sadece seyrettik çünkü dinlenecek bir şey yoktu.Çünkü ölüm üzerine kurulu bir siyasi anlayışın insana verebileceği bir şey yok diye düşünüyorum.Dedi.
    Sayman,dünyada çözüm sürecine benzer çok süreç yaşandı ancak çözümü ilk defa halk kendi arasında konuşarak gerçekleştirdiği bir süreç yaşıyoruz.Umarım bu toplantılar her şehirde her mahallede farklı düşünenlerle sohbet ederek yapacağımız duruma gelecektir.Dedi.
    Akil Adamlar Heyetinden Mustafa Armağan,arkadaşlar bağırmayıp düşünceleriniz bizlerle paylaşsalardı bizlerin oluşturacağı raporda fikirleri yansımış olacaktı. Bu imkândan kendilerini ve bizleri mahrum ettiler. Dedi.
    Bölünmeyeceğiz Tam Tersine Büyüyeceğiz
    Türkiye Cumhuriyeti çocukluk döneminden ergenlik dönemine doğru geldiğini belirten Armağan, yaşadığımız bu tarz krizler ergenlik sivilceleri gibi. Hepimiz gençken bu sivilcelerle uğraştık ancak geçici olduğunu olgunluğa adım attığımızın bir habercisi olduğunu sonraları anladık. Bu problemi aşarsak Türkiye Cumhuriyeti çok daha güçlü bir ülke olacak. Bölünmeyeceğiz tam tersine büyüyeceğiz. Dedi.

    Günlük Değil,Yüzyıl Sonrasını Hayal Etmeli
    Bu yıl Türkiye Cumhuriyetinin 90.yılı. Osmanlı Devleti kuruluşunun 90.yılında hangi problemlerle uğraşmış diye incelediğimizde,Kosova’da Şehit olan Murad Hüdevandigar’la baş başa kalan bir Osmanlı’yı görüyoruz.Sistem büyük bir sarsıntı geçirmiş.Bu olaydan 13 yıl sonra Osmanlı Devleti tarihinin en büyük sarsıntısını yaşadı.Timur Osmanlıyı parçalayıp orduyu da dağıtmış.O günlerde beylikler ve Bizans ,Osmanlının yok olduğunu konuşuyordu.Ancak Osmanlı büyük bir devlet olduğu ve yüce bir şuura sahip olduğundan bu sarsıntıyı da atlattı.Dedi.
    Armağan, demek ki kısa vadeli dar bir perspektifle bakmamak gerekiyor. İçinde bulunduğumuz yılı değil yüzyıl sonrasını hayal etmek gerekiyor. Buna inanmazsak asıl o zaman Türkiye’ye ihanet etmiş olacağız. Dedi.
    Toplantı katılımcıların yorumlarını ve sorularını Akil İnsanlar Heyetine aktarmaları ardından, PESİAD Başkanı Ahmet Cin, Pendik Kaymakamı Cafer Odabaş ve Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin’in heyete çiçek vermeleriyle son buldu.

     
    • Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için çerezler kullanılmaktadır.